5 Ocak 2013 Cumartesi
DAĞBELEN KONACIK BİSİKLET ROTASI
Yaklaşık bir ay kadar önce, lodos fırtınasının çalışmayı ya da başka bir şey yapmayı imkansız hale getirdiği günlerin sonunda İstanbul-Bodrum turu ekibi olarak Bodrum'da ufak bir tur yapmaya karar verdik.
İki sene önce hem yürüyerek hem de bisikletle geçtiğim Dağbelen-Konacık hem yeterince zor olduğu hem de sonunda güzel bir inişi olduğu için hedefimiz oldu.
Dağbelen, Bodrum-Yalıkavak yolu üzerinde değirmenlere gelmeden hemen önce sağ tarafta kalan bir köy.Bu köyün bitiminde başlayan rota aslında yangın yolları ve çevredeki tarlalara giden toprak yollardan ibaret.
Bu yollar bir kaç noktada ayrılarak Yalıkavak Gündoğan hatta sanırım Torbaya kadar değişik yerlere çıkıyor.Biz bu gün önce batıdan doğuya, sonrada güneydoğuya dönerek Konacığa gideceğiz.
Pazar günü öğle saatlerinde babam bizi arabayla Dağbelen'in girişinde bıraktı.Köyün içinden geçip rotanın başladığı yere kadar sakin sakin biniyoruz.
Köyün bitmesi ve toprak yolun başlamasıyla birlikte tırmanışta başlıyor.Zaman zaman ara verse de genel olarak çıkışta olan yaklaşık 3km'lik, bozuk toprak yolda pek de keyifli olmayan bir tırmanış.Ama geçtiğimiz yerler o kadar güzel, sakin ve sessiz ki pek de dert etmiyoruz.
Tırmanışın bir noktasında artık yol tamamen kayboluyor ve bisiklet sırtınızda yaklaşık bir 300m kadar tırmanıyoruz.Tırmanışta herhangi bir yol iz olmadığı, kayaların arasından-üzerinden, devrilmiş ağaçların orasından burasından geçildiği için pek kolay bir çıkış değil.Ama bitirdiğinizde rotanın en yüksek yerine ulaşmış oluyorsunuz.Buradan sonrası nispeten düz, ağaçların arasında ilerleyen patikalar şeklinde.
Buralarda bir ara yolu karıştırıp 200m kadar ters yöne gidiyoruz ama sonradan yolu doğrultuyoruz.
Artık inişin başladığı yerlerdeyiz.Bence rotanın asıl zor kısmı şimdi başlıyor.Neredeyse 4km boyunca taşlı engebeli yolda devamlı fren sıkarak inmek zorunda kalıyorsunuz.Arada frenleri bırakmanıza izin verecek yavaşlamalar olsa da genelde hızınızı sabit tutmaya çalışmak bir dert.Her an çukurlar, futbol topu büyüklüğünde kayalar ve son derece kaygan yolda 30-40km hızla inmek gerçekten yorucu oluyor.Burada yapılacak bir hatanın telafisi pek yok.Bu hızda büyük bir kayaya çarpmak demek büyük ihtimalle kırık köprücük kemiği demek oluyor.O yüzden çok dikkatliyiz taşların kayaların arasından sıyrılıp üstlerinden atlayarak tempolu bir şekilde iniyoruz.
En önde en delimiz olan Altu, arkasında Can ve en sonda en korkak olan ben düşmemeye çalışarak ve fren sıkmaktan ağrıyan ellerimle onlara yetişmeye çalışıyorum ama pek şansım yok.
İnişin bitmesine 2km kadar kala karşımıza hoş bir süpriz çıkıyor: birileri yolu düzeltmiş!! Sanırım önce iş makinesi geçirip sonra da biraz toprak takviyesi ile gayet düzgün bir yol elde etmişler.İşte şimdi inişin tadını çıkarabiliriz.Buradan sonra frenleri bırakıp pedallara asılıyoruz.Eğimin de biraz azalmasıyla daha zevkli ve kontrollü bir iniş haline geliveriyor bir anda.
Bu sefer vücut ağırlığımın verdiği avantajı da kullanarak öne geçiyorum ve son hız iniyoruz.Virajlarda karşıdan
araç ya da hayvan çıkması ihtimaline karşı biraz yavaşlasak da 50km civarı bir hızla inişi bitiriyoruz.
Rotanın sonu Konacık sanayi sitesinin devamında ki Gazderesi mevkiinde bitiyor.Buradan sonrası eve kadar kararmaya başlayan havada sakin ve yavaş bir sürüş.
http://tr.wikiloc.com/wikiloc/view.do?id=3679899
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)